Adrasan yürüyüş sevenler için tam bir cennet. Likya Yolu’nun tama ortasında ve birçok farklı rotaya sahip önemli yerlerden birisidir.
Başlığa trekking yerine yürüyüş yazmayı düşünmüştük ama böyle daha havalı durdu sanki. Trekking denilen doğa sporu özünde dağ bayır yürümek olarakta adlandırılabilir. 21. yüzyılda bu bir çeşit spor olarak bilinmekte ama aslında geçmişte insanların günlük hayatlarında sıklıkla gerçekleştirdikleri bir eylem olmuştur. Eğer metropollere sıkıştıysanız, binalar arasında geçiyorsa hayatınız , o durumda doğada yürümek bir ayrıcalık ve bir spor olabiliyor. Adrasan trekking için oldukça uygun bir yer. Hatta Türkiye’nin en uzun yürüyüş parkuru olan Likya Yolu üzerinde olması da Adrasan’a bu konuda bir ayrıcalık katar. 500 kilometreye yakın bir uzunluğa sahip olan Likya Yolu aynı zamanda dünyanın sayılı parkurlarından birisidir.
Bu mesafe size fazla geldiyse Adrasan’da trekking için alternatif çok. Mesela bizzat tecrübe ettiğimiz Musa Dağı’na yürüyebilirsiniz. Adrasan’dan yaklaşık 3-4 saatlik bir tırmanış sonucunda varacağınız zirve sizi büyüleyecek. Kurulan cümlelerin kesinliği dikkatinizi çekmiş olabilir. Çünkü gerçekten büyüleneceğinizden eminiz. Tırmanış biraz zorlayıcı ve gidiş yolu hemen hemen tamamen 
tırmanışa dayalı ama zirveye vardığınızda bir yanınızda Adrasan, bir tarafta Olympos’a kuş bakışı bakabilirsiniz. Karşınızda ise Akdeniz’in ufuk çizgisi. Musa Dağı‘nın önemli bir özelliğide Likya döneminden kalma kalıntılar ve henüz koruma kapsamına alınmamış yeraltı su sarnıçlarını görme imkanı sunmasıdır. 5-6 metre derinliğinde yere kuyu şeklinde gömülmüş ve oda büyüklüğünde olan bu sarnıçlar , yine çevresindeki kalıntılar bugün hala Kültür Bakanlığı tarafından henüz koruma altına alınmamış haldeler.
Trekking konusunda sizlere henüz rehberlerin dahi güzergahında olmayan bir yol daha tavsiye edebiliriz. Adrasankavşağı sonrası Ulupınar’a sapın. Ulupınar’da birçok restaurant bulunmakta ve gerçekten hepsi birbirinden güzel mekanlar. Burada kiremitte kaşarlı alabalık yemeden yola çıkmayın. Tropik Restaurant ise tarafımızca lezzeti denenmiş bir mekandır, bilginize. Yürüyüş yolu nerede diye soracak olursanız , aslında böyle bir yol olmadığını bilmelisiniz. Tropik Restaurant’ın içinden akan bir dere göreceksiniz. O dereye aşağı kendinizi bırakın. Ayakkabılarınız sağlam olsun , çünkü yol boyunca küçük şelaleler ve engellerle karşılaşacaksınız. Bu yolun tarifini ise kimseye sormayın çünkü oradaki işletmeciler dahi böyle bir yolun varlığından haberdar değiller. Zaten onlara göre ” hangi deli buraya aşağı yürüsün ki ?” mantığı hakimdir. Ama şairin dediği üzere ;
“Yürünmüş yol , yamalı asfalt,
aşınmış şose,
denenmiş patika ;
keyif vermez kendi gittiğin yön,
kendi açtığın yol kadar…”
Denenmemiş olanı denemek istiyorsanız Ulupınar’dan akan dere boyunca yaklaşık 5 km lik bir yol sizi Çıralı sahiline çıkarıyor.
Adrasan yürüyüş meraklıları için çok farklı seçeneklere sahip bir yer.
